Geçen hafta, Osmanlı Bayrağı'na Balkanlar'da 'haç' koyduran' işbirlikçi zihniyeti bizlere,"hürriyet kahramanları" diye yutturduklarını, hatta nasıl kutsattıklarını aktarmıştım.
Şişli'nin göbeğinde yakın zamana kadar, mezarlarının başında, hem de bizim resmi zevata anlı şanlı anma merasimleri yaptırdıklarını yazmıştım.
Bugün daha hazin bir başka olayı, KUT ZAFERİMİZİ, nasıl bize unutturduklarını anlatmak istiyorum. "Bu KUT da nereden çıktı" demeyin. Üst aklın nasıl sinsice devreye girdiğine bakın! "Bizim Kerkük'te, Suriye'de ne işimiz var" diyenlerin, "Vatanı İstanbul Boğazı'nın iki yakasındaki yalılardan ibaret" sananların, "Ülkeyi bağlı oldukları efendilerinin parası ve buyrukları ile yönetmek" isteyenlerin yazdırdığı tarih kitaplarında, elbette KUT, küt edilir; silinir; izi bile bırakılmak istenmez! Emekli Kurmay Albay Ziya Burcuoğlu, "Bilinmeyen Yönleriyle Çanakkale Zaferi" kitabında, "KUT'un, Çanakkale Savaşı'na eşdeğer bir zafer olduğunu" yazıyor. İngiliz tarihçisi James Morris ise Osmanlı'nın KUT Zaferi'ni, "Büyük Britanya tarihindeki en aşağılık şartlı teslim ve hezimeti" olarak tanımlıyor. Neymiş? Neymiş?..
Bize unutturulan, kutlanmaması için yasaklama getirtilen, tarih kitaplarından bile izleri silinen, İngiliz'in en aşağılık yenilgisi ve hezimeti, bizim en önemli zaferlerimizden birisiymiş meğer!.. Gerçi Kut'ül Ammare Zaferi, "KUT BAYRAMI" olarak 1952 yılına kadar bu ülkede kutlanıyordu. Türkiye'nin NATO'ya giriş şartı olarak İngilizler, önce bayram olmasını kaldırttı. Daha sonra bununla da yetinmeyerek, KUT Zaferi ve bayramı ile ilgili bilgileri okul kitaplarımızdan bile çıkarttırdı, Kut'ül Ammare yani KUT Savaşı, 29 Nisan 1916'da, Osmanlı Ordusu'nun Irak cephesinde İngilizler'e karşı kazandığı çok büyük bir zaferdir. Tıpkı Çanakkale Zaferi gibi... Basra Körfezi'nin 350 km kuzeyinde, Bağdat'ın 170 km güneyinde bulunan bu Kut'ül Ammare stratejik bölgesi, İngilizler'in Bağdat'a yönelmelerinin durdurulduğu ve esir alındığı yerdir! Osmanlı Ordusu'nun KUT'taki komutanı, Mirliva Halil Paşa'dır. Halil Paşa Kut'ta, 29 Nisan 1916'da, Townshend kumandasındaki İngilizler'i hezimete uğratır. İngiliz tarihçi James Morris'in ifadesiyle "İngiltere'nin, tarihindeki en AŞAĞILIK şartlı teslim ve hezimetinde", başkomutanları dahil 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 İngiliz askeri Osmanlı birliklerine teslim olurlar.Daha da ilginci, İngilizler teslim öncesinde, Halil Paşa'ya kuşatmanın kaldırılması için muazzam rüşvet teklif ederler. Halil Paşa anında reddeder ve İngilizler'i teslim alır! İngiliz hezimeti ve Osmanlı'nın şanlı KUT zaferinden sonra Halil Paşa, 6. Ordu'ya şu mesajı yayımlar: "Arslanlar! Bütün Türkler'e ve Müslümanlar'a şeref ve şan, İngilizler'e kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında, şehitlerimizin ruhları sevinçle ve gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordumuz KUT'u kurtarmaya gelen İngiliz orduları karşısında, 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün KUT'ta 13 general, 481 subay, ve 13 bin 300 İngiliz askerini teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz Kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta çok zorlanacaktır.
İşte Müslüman Türkün sebatının, İngiliz inadını kırdığı birinci zafer Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz!" İşte böyle hazin hikayesi var, bize unutturulan KUT ZAFERİ'nin!... Takvimlerde 29 Nisan yaprağına bakıyorum bir umutla KUT'tan iz var mı, diye... Yok, yok! Ön yaprakta günün tarihi: "Serçelerin yavrulama zamanı!"
Bir de "İngilizsever İttihatçıların Yıldız Sarayı'nı yağmalamalarının bilmem kaçıncı yıldönümü!" Evet o Yıldız Sarayı KUT ZAFERİ'nin kazanıldığı günde yağmalandı. Şimdi saray Cumhurbaşkanlığı'na devredildi diye Aydın Doğan Bey'in gazetesi aleyhte yazılara başladı. Hürriyet'ten o yazıları alarak İngiliz gazeteleri de dün itibariyle Yıldız Sarayıüzerinden Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırıya geçti.
KUT zaferini kutlamamızı durduran ve ders kitaplarımızdan bile kaldırtan zihniyet... Zaferle aynı günde yağmalanan Yıldız Sarayı ile ALGI Operasyonuna başladı. Kraliçelerinin mülkü olan milyarlarca sterlinlik onlarca sarayını görmezden gelerek hem de... Karşımızda tarihinin en ağır İKİ YENİLGİSİNİ bizden alanlar var... Bir de onlara malzeme verenler 2. şık çok acı!
Bekir Hazar/Takvim.. 11 Kasım.2015
Yıldız sarayı
Geçen hafta, Osmanlı Bayrağı'na Balkanlar'da 'haç' koyduran' işbirlikçi zihniyeti bizlere,"hürriyet kahramanları" diye yutturduklarını, hatta nasıl kutsattıklarını aktarmıştım. Şişli'nin göbeğinde yakın zamana kadar, mezarlarının başında, hem de bizim re
11 Kasım 2015 Çarşamba 03:19
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.