Şeyh Said isyanının “dinî” bir isyan olduğuna başka bir delil ise “dindarların” cezalandırılmasıdır.
Şeyh Said Efendi ve arkadaşlarının idamlarının akabinde, Mahkeme Savcılığınca çıkarılan tebligat ile faaliyetlerine son verilen isyan bölgesindeki tekke ve zaviyelerle ilişkisi olan olmayan yüzlerce dindar insanın sevkedildiği Şark Istiklal Mahkemesi tarafından kimisi idama, kimisi de muhtelif hapis cezalarına çarptırılmak suretiyle, Kemalist rejime muhalif kesimler susturulmaya çalışıldı.
Bunlardan, Istanbul basınına yansıyan birkaç örneğe burada yer vermeyi yararlı buluyoruz:
- 18 Temmuz 1925: Maden’li Hafız Osman Efendi[1]
- 20 Temmuz 1925: Palu’lu Hacı Mehmed, Kasap Süleyman Efendi ve Selman Faris Efendi[2]
- 23 Temmuz 1925: Elazığlı Abdullah ve Hasan Efendi[3]
- 27 Temmuz 1925: Elazığlı isyancılardan Seyfullah ve Ömer Efendi[4]
- 04 Eylül 1925: Osmaniye [Ergani] isyancılarından Zülfikar Hoca ve Temir Efendi, idam edildiler.[5]
- 12-24 Eylül 1925: Elazığ’da halkı cumhuriyet aleyhinde ayaklanmaya sevkeden, özellikle bölgede Şeyh ve Seyid ünvanlarıyla tanınan toplam 110 kişi idama mahkum edildi. 12 gün içerisinde 1855 kişi mahkemeye çıkarıldı ve 110′u idam olup, diğerleri değişik ağır cezalara çarptırıldılar.[6]
- 19 Eylül 1925: Palu’lu Said ve 8 arkadaşı, Palu halkını dinî yönden tahrik ederek isyana kışkırtmaktan dolayı idama mahkum edilip, 20 Eylül 1925′te asılarak idam edildiler.[7]
- 22 Kasım 1925: Eski Dersim Mebusu Hasan Hayri Bey ve Galip Bey, Dersim bölgesinde dini siyasete alet etmekten ve siyasi nüfuzuna güvenerek halkın ayaklanmasına yardımcı olmaktan idama mahkum edildiler ve 23 Kasım’da asıldılar.[8]
- 28 Aralık 1925: Palu’lu Hasan oğlu Ibrahim, Zafi oğlu Molla Yusuf, Cundullah oğlu Feyzi, Hazo ayaklanmasına katıldıkları gerekçesiyle yargılanan mahkumlardan ilk etapta yakalanan 140 kişi içinden bunlar hemencecik idama mahkum edildiler.[9]
- 01 Ocak-15 Şubat 1926: “Gerici hareketlere katıldıkları ve irticakarane faaliyetlerde bulundukları” gerekçesiyle 909 kişi hakkında karar verildi. 2.5 aylık gibi bir zaman zarfında yargılaması bitenlerden 57 kişi idam edildi.[10]
- 11 Mart 1926 tarihine kadar, Çapakçur’lu Şükrü Efendi, Ali oğlu Said, Ali oğlu Faik, Ali oğlu Ibrahim, Mehmet oğlu Selim, Ömer oğlu Ahmed, Safa oğlu Osman, Mehmed oğlu Abdülkerim, Ibrahim oğlu Ali, Molla Hacı Yusuf, Cündioğlu Feyzullah, Hasan oğlu Osman, Halil oğlu Mustafa, Silo Ahmed, Yaşar oğlu Ömer, Davud Efendi, Veysel ve ayrıca Tiran aşiretinden 10 kişi daha idam edildiler.[11]
- 11 Mart-25 Mart 1925 arası, Hazo ayaklanmasıyla ilgili olarak 21 kişi daha idam edildi. Bu arada yakalandıktan sonra hemen idam edilmek üzere de 56 kişiye gıyabi idam cezası verildi.[12]
- 06 Temmuz 1926: Nakşibendi Şeyhi Seyid Pir Ahmed ile 10 arkadaşı idama mahkum edildi.[13]
- 10 Mayıs-18 Temmuz 1926 arasında, bir aylık zaman zarfında Diyarbakır’da 840 kişi yargılandı. Bunlardan 30 kişi idam edildi, 420 kişi değişik cezalara çarptırıldı, diğerleri hakkında beraat kararı verildi.[14]
- 20 Ağustos 1926: Elazığ Müftüsü Kemaleddin Efendi ve ailesinden 5 kişi idam edildi.[15]
Bunlar, sadece Şark Istiklal Mahkemesi’nin yargıladığı kişilerden birkaç örnek teşkil etmektedir. Ayaklanma başlar başlamaz ilan edilen Örfi Idare [Sıkıyönetim] Mahkemelerinin, yargılamaya gerek görmeden idam ettiği yüzlerce belki binlerce insanın mevcudiyeti de ayrıca hesaba dahil edilmelidir.
KAYNAKLAR:
[1] Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 19-20 Temmuz 1925. (Bu gazete M. Kemal Atatürk’ün gazetesidir.)
[2] Hakimiyet-i Milliye, 22 Temmuz 1925.
[3] Hakimiyet-i Milliye, 23-26 Temmuz 1925.
[4] Hakimiyet-i Milliye, 30 Temmuz 1925.
[5] Hakimiyet-i Milliye, 06 Eylül 1925.
[6] Hakimiyet-i Milliye, 12-25 Eylül 1925.
[7] Hakimiyet-i Milliye, 21 Eylül 1925.
[8] Hakimiyet-i Milliye, 24 Kasım 1925.
[9] Hakimiyet-i Milliye, 30 Aralık 1925.
[10] Hakimiyet-i Milliye, 19 Subat 1926.
[11] Hakimiyet-i Milliye, 11 Mart 1926.
[12] Hakimiyet-i Milliye, 11-25 Mart 1926.
[13] Hakimiyet-i Milliye, 07 Temmuz 1926.
[14] Hakimiyet-i Milliye, 10 Mayıs-19 Temmuz 1926.
[15] Hakimiyet-i Milliye, 21 Ağustos 1926.
Ayrıca bakınız; Hasan Hüseyin Ceylan, Cumhuriyet Dönemi Din-Devlet Ilişkileri, Risale Yayınları, Istanbul 1991, sayfa 248-250.
Öne Çıkanlar
babacan•
Ekremimamoğlu•
edataşpınar•
acemoğlu•
Musulu kaç milletvekilinin oyuyla verdik•
Şeyh Said isyanı Gerçeği...Bölüm -7-
Şeyh Said isyanının “dinî” bir isyan olduğuna başka bir delil ise “dindarların” cezalandırılmasıdır. Şeyh Said Efendi ve arkadaşlarının idamlarının akabinde, Mahkeme Savcılığınca çıkarılan tebligat ile faaliyetlerine son verilen isyan bölgesindeki tekk
08 Şubat 2015 Pazar 03:41
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.