Öne Çıkanlar zürih beşika engin ardıç afganistan Endonezya

Laik Cumhuriyet

Laik Cumhuriyet

CHP Cumhuriyetin 15. yılında “Cumhuriyetin Şeref Kitabı”nı yayınlamıştı. Cumhuriyet Matbaasında basılan o kitabı şimdi tekrar yayınlayabilirler mi?

Laik cumhuriyet mi? Yok canım. Kimine göre laiklik, din-devlet ayrılığını ifade eder. Bu adamlar laikliği bile bilmez. Bilmediğini de bilmez. Laiklik aslında meşruiyetini İncil’den alan, kilise-devlet ilişkisini düzenleyen bir kilise kurumu. Ruhban olmayanlara verilen ad. CHP’liler laiklikle sekülarizmi de karıştırırlar aslında. Mesela bütün Fransa’nın laik olduğunu sanırlar. Strasbourg’un da içinde yer aldığı Alsas Lauoren bölgesinin laiklik uygulamasının dışında olduğunu bilmezler. Laikliği koruyan da orada devlet değil, La Lique diye sivil bir örgüt. Laik Fransa’da kiliseye bağlı liseler, üniversiteler kilise vakıflarının denetiminde ve laik devlet bunlara karışamaz.

Bizimkilerin laikliği de hikaye! Zorunlu din dersi olan, imamların memur olduğu, dini vakıflara el konulan bir ülke nasıl laik oluyormuş. Böyle laiklik olur mu? Güldürmeyin insanı! Laik sistemde ilişkiler iki egemen otorite arasındadır ve devletin karşısında kiliseyi Vatikan temsil eder. Türkiye ya da herhangi bir İslam ülkesinde laiklikten söz etmek için egemen bir Hilafet otoritesi ve İslam’da bir ruhbanlık müessesesi oluşturma mecburiyeti var.

Kaldı ki, AB Anayasasının önündeki en büyük engel de bugünki Fransa’nın laiklik uygulaması ve AB’nin geleceğinde laikliğe yer olmayacak. Laiklik dünya sisteminde de pek geçerli bir sistem değil zaten. 202 ülkeden 6 ülke mi ne laik, anayasal olarak.

İngiltere laik mi, mesela, İsveç, Hollanda. Say sayabildiğin kadar. AB’nin kurucu ülkelerinin üçte ikisi monarşi ile yönetiliyor ve bu monarşilerde de laiklik yok aksine devletin resmi kiliseleri var.

1923 tarihli Anayasa değişikliği ile Anayasaya “Türkiye devletinin şekli hükümeti cumhuriyettir” maddesi eklenmiştir. Burada cumhuriyet bir “hükümet şekli” olarak tanımlanmıştır. Dar anlamda cumhuriyet kabul edilmiştir. Yani saltanata son verilmiş ve iktidar “Halkın hakimiyeti doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullandığı HÜKÜMET ŞEKLİ”ne dönüştürülmüştür.

Mustafa Kemal bu durumu 28 Ekim 1923’de şöyle izah eder: “Yemek esnasında, ‘yarın cumhuriyeti ilan edicez’ dedim”. Halbuki, 1921 Teşkilatı esasiye kanunu zaten ‘hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu’ ilan ediyordu. Bu hakkın kullanımıyla ilgili olarak da halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayandığını bildirmiş, TBMM’yi de milletin yegane ve hakiki mümessili kabul etmişti.

Bir defa cumhuriyetin ilanından cumhurun haberi yok. Bu iş sofrada konuşulmuş ve gerçekleştirilmiş.

CHP daha sonra cumhuriyetin içine laikliği sokuşturmaya çalıştı. Birileri göre laiklik olmadan cumhuriyet, cumhuriyet olmadan demokrasi olmazdı. Hatta adam olmak için cumhuriyet şarttı.

Türkiye nasıl bir laik ülke ise, hâlâ Diyanet devletin tekelinde. Hacı demek yasak olsa da hac yönetmeliği yayınlayan bir devlet var. Laikliğin yılmaz savunucusu olan CHP, Hindistan Hilafet Fonundan Kurtuluş Savaşına destek olmak için gönderilen para ile kurulan bir riba kuruluşu olan İş Bankası’ndaki hesabın yöneticisi.

Yine yazının sonuna geldik. Ama yazacak daha çok şey vardı. “Cumhuriyetin sadece Merkez Bankası ve savcısı yok, cumhuriyetin meyhanesi, gazetesi, sucuğu, lokantası, işkembecisi de var biliyorsunuz.” diye not almışım.

Neyse bugünlük de bu kadar.

Selâm ve dua ile.

(Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit, 2010-10-29) 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.