Kahraman bir millet olmanın şerefini, gururunu ve onurunu yaşamak en tabii hakkımızdır.
“Bu vatan bizim!” diyerek şahadeti şereflerin en büyüğü kabul ederek ve gençliğinin baharında canını imanına şahit kılarak vatan topraklarına düşen gençlerimizi (Şehitlerimizi) hatırlamak, dualarla anmak ve bu tarihi ruhu yaşamak hakkımızdır.
Bu aynı zamanda bir vatan borcudur, bir vefadır.
Onları ve onların zaferlerini gelecek nesillere anlatmak ve hatırlatmak ise milli bir görevdir.
Zira tarih bir milletin hafızasıdır. Hafızasını kaybeden bir milletin geleceği de hüsran olur.
Tarihi gerçekleri ve ağır bedeller ve büyük fedakârlıklarla kazanılan zaferleri, milli gün ve bayramları unutturmak ve gelecek nesillerden gizlemek ise ihanetlerin en büyüğüdür.
Maalesef geçmişten günümüze ihanetler yaşanmıştır ve halen de yaşanmaya devam etmektedir.
Tıpkı ‘Kut’ül Amâre Zaferi’nin yok sayıldığı gibi.
Tarihimizde o şanlı zaferi anlatan bir sayfa yok edildi ve bu zafer bilerek bize unutturuldu.
Bu yazımda, o büyük zaferi, onun komutanını ve o şanlı askeri selamlamak adına yapılan resmi törenlerin neden ve kimler tarafından yasaklandığını, tarihi gerçeklerden alıntılar yaparak nakletmeye çalışacağım.
İNGİLİZLERİN YENİLGİSİ, OSMANLI’NIN ZAFERİ
Birinci Dünya Savaşı’nda kazandığımız iki büyük zaferden birisi “Kut Zaferi”dir.
Tarih 1916’nın Nisan ayı. Yer, bugünkü Irak’ın doğusunda Bağdat yakınlarında Kut bölgesi.
İngiliz askerleri, Osmanlı ordusu karşısında hayatta kalan son askerine kadar esir düşerek savaşı kaybettiler.
Kut’ül Amâre’de İngiliz ordusunun generali Towshend dâhil 13 general, 481 subay, 13 bin 300 İngiliz askeri, esir alındı ve 40 bini aşkın İngiliz askeri öldürüldü.
Kısacası:
Irak /Kut’ül Amare’de Halil Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, İngilizleri perişan etmiş ve Çanakkale zaferinin hemen ardından kazanılan bu zaferle düşmana büyük bir darbe daha vurulmuştu.
Ayrıca; bu zafer Avrupa’yı tam manasıyla şok etmişti. O günlerde Avrupa başkentlerinde yayınlanan bütün gazeteler Osmanlı’nın zaferini yazmak zorunda kalırken, İngilizler için de “Çanakkale’den sonra en büyük hezimete uğradı” değerlendirmesini yapmışlardı.
Avustralyalı araştırmacı Dr. Gaston Bodart bu zaferi; “İngiliz prestijinin Birinci Dünya Savaşı’nda yediği en büyük darbe” olarak yorumlamıştı.
UNUTULMADI, UNUTTURULDU!..
24 Nisan 1916 tarihinde gerçekleşen bu zaferin komutanı (Altıncı Ordu Komutanı) Mirliva (Miralay) Halil’in; “Bugüne KUT BAYRAMI namını veriyorum. Ordumun her ferdi, her sene bugünü tesit ederken (kutlarken) şehitlerimize Yasinler, Tebarekeler, Fatihalar okusunlar. Şühedamız, hayatı ulyatta, semevatta kızıl kanlarla pervaz ederken, gazilerimiz de atideki zaferlerimizle nigehban olsunlar” diyerek ilan ettiği ‘Kut’ül Amâre Zafer Bayramı’ ne yazık ki çok bilinçli bir şekilde okul kitaplarından çıkarıldı ve kutlamaları yasaklanarak unutturuldu.
Halbuki; Kut zaferi 1946 yılına kadar kutlanan tarihimizin önemli zaferlerinden biriydi.
Silahlı Kuvvetlerde ‘KUT Bayramı’ olarak kutlanmaktaydı.
1946 yılında, kutlanması yasaklandı, tarih kitaplarından kaldırıldı, hakkında yazılan eserler ve belgeler imha edildi.
O dönemde Cumhurbaşkanı, CHP’nin “Milli Şef” unvanlı İsmet İnönü. Başbakan Şükrü Saraçoğlu. “İngilizlerin ricası”nı kırmamak için ‘Kut’ül Amâre Zafer Bayramı’nın kutlanması yasaklandılar.
O günden bugüne o tarihi zafer yok sayıldı ve yetişen nesiller bu tarihi zaferden haberdar edilmedi.
KUTLAMALAR YENİDEN BAŞLATILMALI...
Çanakkale gibi Kut’ül Amâre de resmen kutlanmalıdır.
Çünkü; Çanakkale ne ise ‘Kut’ül Amâre’de odur.
Bu tarihi gerçeği gizlemek veya İngilizlerin ricasıyla unutturmak ihanettir.
Şimdi Cumhurbaşkanımız Sayın R.Tayyip Erdoğan ve Sayın A.Davutoğlu Başbakanlığındaki hükümetimize bu sütundan çağrıda bulunuyorum:
O teslimiyetçi zihniyetin getirdiği yasak kaldırılmalı ve bu tarihi zaferin bayramı yeniden kitaplara konmalı ve resmen kutlanmaya başlanmalıdır.
Bu konuda gerekli yasal düzenlemeler için harekete geçilmelidir.
Ayrıca:
100. Sene-i devriyesini yaşadığımız bugünlerde bunun mana ve öneminin çok iyi idrak edilmesi gerekir.
Çünkü ‘Kut’ül Amâre Zaferi’ vatan için, bayrak için, din için, devlet için, namus için, işgalci emperyalist güçlere karşı kazanılmış en büyük zaferlerimizden birdir.
29 Nisan 1916 büyük bir zaferin adıdır.
Osmanlı Ordusunda İslam coğrafyasından her etnik kökene sahip Müslüman gençler savaşıyordu. Bunun için ‘Kut Zaferi’ sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda İslam Âleminin emperyalizme karşı zaferidir.
Aziz şehitlerimizin ruhu şâd olsun.
Milletimiz ile âlemi İslam’ın bu zaferi kutlu olsun...
Mehmet Kocak.Yeni Akit..6 Nisan-2016
Çanakkale ne ise ‘Kut’ül Amâre’de odur
07 Nisan 2016 Perşembe 08:14
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.