Öne Çıkanlar zürih beşika engin ardıç Endonezya yavuz bahadıroğlu

Tapınakçıların gizemli tarihi

Tapınakçıların gizemli tarihi

Bu noktada Tarsuslu bir Yahudi olan Saulun, önce azılı bir İsevi düşmanı iken İsevi olmaya karar verip Pavlus adını alması ile yeni bir dönem başladı.. Hz. İsa’nın vefatından 50 yıl sonra Hatay’da ortaya çıkan bu yeni dinin adı Hıristiyanlık olacaktır..

Pavlus yeni dinin tebliği için ilk seyahatini Konya’ya yapar, 2. yolculuğunu Ankara’ya. Fazla bir taraftar bulamaz. Daha sonra Mersin üzerinden Antalya yolu ile Muğla ve İzmir’e, Ege bölgesindeki 7 kilise bölgesindeki tapınakların ruhanilerini ziyaret eder. Oradan Selanik’e gider ve geri döner.. Yeniden Hatay’a gelir ve Kayseri’ye gider. Romalılar onu orada yakalarlar ve mevcutlu olarak Roma’ya gönderirler. O gittiği her yerde yeni dini anlatmaya devam eder. Rodos, Girit, Malta ve Roma’ya kadar gider..

Onun için Rodos Şövalyeleri, Girit Şövalyeleri, Malta Şövalyeleri, Roma Şövalyeleri ayrı ve özel bir öneme sahiptir.. Pavlus Roma’da ölür. Ama orada iken tebliğleri ile Roma sarayında birçok kişiyi bu yeni dine inandırmıştır.. Artık Tapınağın yeni koruyucuları Romalılar olacaktır.. Haçlılar yani.. Ardından İslam’ın doğuşu ve yükselişi ile yeni Tapınakçılar Roma’nın gözetiminde İslam’a karşı bir güç, Roma’nın emperyal heveslerinin taşıyıcı ruhani gücünü oluşturacaktır..

Burada Muhyiddin İbn-i Arabi’den söz etmeden geçemeyiz. OMuvahhidun döneminde, Hicri takvime göre 27 Ramazan 560’da Mursiye (Murcia), Endülüs’te (bugünkü İspanya) tam da Tapınakçıların Roma merkezli olarak ortaya çıktığı bir zamanda doğdu. doğdu. Yani 1165-1240 arasında yaşadı ve Şam’da vefat etti. Arabi Endülüs’te Meymonidesi yakından etkiledi.. Arabi’nin Kur’an yorumunda kullandığı yorumu, Meymoniden Tevrat’a uyguladı..

Tevrat üzerinden gelecek okuma yöntemi sonucu Tevrat’ın farklı bir yorumu çıktı ortaya. Talmut ve Yahudi sufizmi doğdu. Bu yorum, Roma’yı, Nostradamus’u, Şia’yı, Hind mistisizmini de yakından etkiledi. Hatta batıda rönesansın doğuşunu da.. Günümüze gelecek olursak, Amerika’nın keşfi, Afrikalıların köleleştirilmesi, Fransız devrimi, Sanayi devrimi, Haçlı seferleri, Selçuklular ve Osmanlılarla tarihi hesaplaşmaların ardından batı elde ettiği bilgi, güç ve zenginlikle dünyaya kafa tutar hale geldi..

Vatikan artık eşsiz bir güçtü. Servet, silah ve iktidara tek başına hakimdi. Oysa İncil “Sezar’ın hakkı Sezar’a, Tanrının hakkı Tanrıya” diyordu. Kilise ise servet ve iktidarı ele geçirmişti ve ordu onun emrindeydi.. Fransız masonluğunun ortaya çıkışı, kilise hiyerarşisi dışında seküler insanların da Tapınakçı olmasına izin veriliyordu..

Ardından İngiliz ve İskoç locaları ortaya çıktı. Başka bağımsız tapınakçı grublar oluştu. Protestanlığın doğuşu ile Vatikan daha da güç kaybına uğradı.. ABD’nin ortaya çıkışının ardından 1. Dünya savaşı yıllarında ABD, Yahudi, Katolik ve Protestan kiliselerinin tapınakçıları, Christ Army’lerini ve seküler tapınakçı Mason Localarının buluşma adresi olarak bunları o gün için daha güvenli bir yer olan Amerika’ya davet etti. 1. ve 2. Dünya savaşı sonrası şekillenen yeni dünya düzeninin merkezi artık Amerika idi. Sonrasını biliyorsunuz zaten.. NATO, CENTO, Soğuk savaş yılları, Sovyetlerin dağılması, AB’nin kurulması ve bugüne uzanan uzun bir yolculuk. 2. Dünya savaşında faşizm çözüldü, daha sonra komünizm de çöktü. Bugün yaşanan ise kapitalizmin ve bu sacayağı üzerinde ayakta duran siyonizmin çözülme aşamasıdır..

Tapınakçılar bu tarihi yolculuğun ardından hâlâ iddialarını sürdürüyorlar. Tapınakçıların resmi tarihçileri, bugün bu örgütü kısaca şöyle tanıtıyorlar: “Tapınak Şövalyeleri veya Tapınak Tarikatı (Latince: Pauperes commilitones Christi Templique Solomonici / Süleyman Tapınağı ve İsa’nın Fakir Askerleri), tanınmış Hıristiyan askerî tarikatlarından biridir. Resmî olarak iki yüzyıl boyunca faaliyette bulunmuşlardır.

Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 civarında Kudüs’te Hıristiyan hacıları korumak ve hac yolunun güvenliğini sağlamak için 9 şövalyeden oluşan bir grup tarafından kuruldu. Katolik Kilisesi tarafından resmen 1129 yılında tanındı. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri’yle eşittir. Hıristiyan tapınakçıların Roma’da örgütlü şekilde ortaya çıkışı 1099’da Kudüs’ün 1. Haçlı seferleri ile ele geçirilişinin ardından oldu. 1312 yılında Papa, tarikatı resmî olarak dağıttı ve mülklerinin birçoğunu Hospitalier Şövalyeleri Tarikatı’na geçirdi ama o tarihten sonra tapınakçılar yeraltına çekilerek varlıklarını değişik şekillerde bugüne kadar sürdürdüler..

Bugün Mason locaları, Hiram ustası, dul kadını ile, gönye ve pergeli ile binlerce yıllık bir geleneği, ritüelleri, seromonileri ile sürdürmeye çalışıyor. Yine esoteric yöntemler kullanıyor, kahinler geleceği okumaya ve geleceğe şekil vermeye çalışıyorlar.. Bugün büyük ölçüde seküler bir karakterleri var.. Kendilerini yeni dünya düzeninin patronu olarak görüyorlar.. Bu kadar yeter sanırım.

Selâm ve dua ile.. Abdurrahman Dilipak.14 Ağustos 2015

Anahtar Kelimeler:
Tapınakçılar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.