Karanlık mihraklar dün kalbimizde bomba patlattı. Türkiye'de bazı terör seviciler hemen üzerine atlayarak, Devleti nasıl suçlarız diye kafa patlatmaya başladı. Devlete saldırı oluyor, bu Devlet'te yaşayan birileri hemen Devlet'i suçluyordu.
Böylesine inanılması zor bir garabet içindeydik. Şuursuzca, hiç sorgulamadan, ideolojik kafayla, katliam eylemini gerçekleştirenlere çanak tutan, teröre hizmet eden AKIL tutulması ile karşı karşıyaydık.
Saldırının en çok zarar vereceği ülke hangisiydi?
Tabii ki hiç şüphesiz Türkiye!
Saldırgan "DAEŞ" üyesiydi. Halbuki tüm terör örgütleri, istihbarat örgütlerinin oyuncağıydı. Bizi oyuncağa baktıranlar, aslında onu ellerinde tutanlardı. Hiç o ellere bakmak ve ait olduğu bedenlerin kimliğini bulmaya çalışmak gibi bir beyin zorlaması yapamıyorduk.
Tembeldik. Olaylara akılla gitmenin yolu, bu terörist eylemden kimlerin kazançlı çıkacağı sorusuna cevap aramaktı. KGB eski ajanı Karpichkov, yaklaşık bir ay önce "Rus askeri istihbaratı DAEŞ'in içine Moskova yanlısı Çeçenler'le sızdı, istediği gibi kullanıyor" diyordu. Rusya Devlet başkanı Putin iki gün önce Alman Bild gazetesine röportaj veriyor ve Almanya'nın tüm Avrupa'yı ardına alarak Moskova'ya uyguladığı yaptırımlardan yakınıyordu. Türkiye'ye yaptırımlar uygulayan Putin Almanlara "Bize uyguladığınız yaptırımlar ahmaklıktır, çünkü kaybeden yaptırımcı ülke olur" diyordu. Ve iki gün sonra Rus uçağı düşüren Türkiye'nin kalbinde patlayan bomba 9 Alman'ın canını alıyordu. Şüphesiz bu eyleme en çok sevinen ve avuç ovuşturan karlılardan biri Moskova'ydı. Hem Türkiye'de bomba patlıyor hem de Almanlar ölüyordu. Bu manzara Moskova için bir taşla iki kuştu.
DAEŞ neden özellikle Alman turistleri seçti?
Terör örgütü ile savaşta en gerilerde kalan, koalisyona tek uçak bile vermeyen, yasak savar gibi Kuzey Irak'ta küçük bir askeri ekibiyle Peşmerge eğitmekten öteye geçmeyen Almanya vatandaşları neden DAEŞ tarafından hedefe konuyordu? Ve tersten bir soru; Sultanahmet'teki patlamadan Almanya'nın bir kaybı var mıydı? 9 vatandaşını kaybeden bir ülke aslında bu terör eyleminden en karlı çıkanların başında geliyordu. Nasıl mı?
Avrupa'ya Suriye'den giden mülteciler kabusa dönüşmüştü. Önce gelenlere "Terörist" olabilirler diye damga vuruldu. Ardından yılbaşı akşamı tam 2200 kişi Almanya'da karakollara koşup "Suriyeliler bizi meydanda taciz etti" diye başvuruda bulundu. Avrupa ayağa kalktı. Suriye'deki terörden ve katliamlardan kaçan Müslümanlara vurulan "Terörist" damgasından sonra bir de "Tacizci" yaftası alınlarına çakıldı. Tacizci olmakla suçlanan Suriyeli Müslümanlar tutuklanıp kamera kayıtlarına kadar araştırıldı. Ancak yılbaşı akşamı Köln meydanında olmadıkları anlaşılınca serbest bırakıldı. Avrupa basını bu "Tacizciler" suçlaması sonrası suçsuz bulunup bırakılanları görmedi bile. Dün Belçika'dan İngiliz gazetelerine kadar hala tamamına yakını "Tacizciler Avrupa'dan sürülüyor" diye başlıklar atıyor. Nitekim Sultanahmet'teki patlamadan sonra Alman hükümeti de hemen harekete geçip "Mültecileri Avusturya'ya sürüyoruz" diye açıklama yaptı. Fırsat bu fırsattı. Avusturya da, Yunanistan'a sürecek, oradan da geldikleri gibi botlarla Türk sahillerine postalanacaklardı. Üstelik mülteciler için Türkiye'ye verdikleri 3 milyar avroluk söz için de bir hafta önce "Parayı toplayamadık" diyorlardı. Para da ceplerinde kalacaktı. Bunun için bir şeylerin olması lazımdı. Köln'deki "Taciz" balonu ekmek, Sultanahmet patlaması da "kaymak üzerine bal" olmuştu. Sultanahmet'teki DAEŞ elbisesi giydirilmiş patlamadan en çok kar edenler Rusya ile Almanya'ydı. Bazılarınız "Yahu Alman istihbaratı mültecileri sürmek için neden kendi vatandaşlarını canlı bombacıya öldürtsün" diyebilir.
KGB eski ajanı Karpichkov "Mısır'da DAEŞ düşürdü diye açıklanan RUS uçağını aslında Rus askeri istihbaratı düşürüp örgütün üzerine yükledi ve bölgeye yerleşme anlamında bir taşla beş kuş vurdu" diyordu. O uçakta 224 Rus vardı, 9 Alman neydi ki? Putin Alman gazetesine verdiği demeçte ayrıca "Devletlerarası ilişkiler, insan ilişkilerinden farklıdır" diyor ve ekliyordu; "Devletler arasında DOST DÜŞMAN yoktur. Karşılıklı ÇIKARLARA dayalı HESAP vardır. Bu yüzden ben dost değil, damat veya gelin de değilim" Evet HESAP adamı doğru söylüyor... Putin bizim DAMADIMIZ değil...
Peki Merkel GELİNİMİZ mi?
Bekir Hazar/Takvim..13 Ocak 2015
Yabancı damat, yabancı gelin!
14 Ocak 2016 Perşembe 21:52
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.