HDP-PKK-FETÖ yöneticileri malikanelerde, villalarda, lüks dairelerde keyif sürerken, yalınayak çocuklara, aç ve öfkeli gençlere ver coşkuyu...
Nasılsa millet yiyor...
Sahiplerin “beslemeyi” sürdürüyor...
Diyarbakır’ın ciğeri yanmış, Cizre’de çocuklar büyüyememiş, Nusaybin’de gençlikler hendeklerde yitmiş, senin umurunda mı?
Hendek kazdır sen...
El kadar çocuklara karda kışta taş toplattır, barikat yaptır...
Eğit, donat, PKK’ya “tek kullanımlık” tetikçilik yaptır...
Sonra da ağızlarına bal çal...
“Özyönetim” de kandır!
Sizi “kısa yoldan zengin edeceğiz” de, kısa yoldan öldür...
Gençlere, “sizin için savaşıyoruz” de, kendi çocukların yaşasın onlar gömülürken hendeklere...
HDP-PKK kurmaylarının çocukları sefa sürerken özel kolejlerde, diğerleri çürüsün taşsız, sahipsiz kabirlerde...
Hadi Selahattin “Özyönetim” de...
Suruç’ta ölen Alevi gençler içinde kaç HDP-PKK’lı vekil, kaç cemaat ablası-abisi vardı?
Ankara’da katlettirdiğiniz Alevi protestocuların içinde tırnağı taşa değen, can veren kaç HDP-PKK’lı, kaç Fetullahçı vardı?
O değil de...
Böyle böyle elsiz durmak vallahi canıma yetti be...
Dişini sık, dişini sık...
Daha ne kadar zorlayacaksınız halkın sabrını ey Proje FETÖ, ey proje HDP-PKK?
O keleşleri size doğrultmak vardı...
Üç baldırıçıplağın karşısına aslanlar gibi dikilmek vardı...
O çocukları “hendeklere” gömen FETÖ-HDP-PKK ittifakının alayının kafalarına sıkmak vardı...
Aç çocukların cesetlerine basa basa “özyönetim” diyen Proje Demirtaş’gillerin Diclekent’teki lüks dairelerine, Hamravat villalarına molotof atmak vardı...
HDP-PKK-FETÖ ihanet şebekesinin lüks işyerlerini, arabalarını cayır cayır yakmak vardı...
Trilyonluk villalarının önüne “hendekler kazmak” vardı...
Evlerinin duvarlarını balyozlayıp, “Fırtına gençliğe” yol yapmak vardı...
Kış ortasında sokak ortasında koymak vardı...
Hastaneye kaldırılan yaralılarını üniversite usulü infaz etmek vardı...
Evlerini barklarını talan edip, hayatlarının altını üstüne getirmek vardı...
Özel üniversitelerde okuyan oğullarını kızlarını, elleriyle gömdüklerini seyretmek vardı...
Kadınlarını dul, çocuklarını yetim bırakmak vardı.
“PKK Şehidi” diye Marksist yöntemlerle gömdükleri çocuklarının “isimsiz” mezarlarını, numaralarla kodlamak vardı...
HDP’lilerin, özel kolejlerde okuyan 8-10 yaşlarındaki okul çocuklarını, bir cipsle-gazozla kandırıp, barikat kurdurmak vardı...
Hak ettiğiniz bu hatta daha fazlası!
Layık olduğunuz akıbet bu hatta daha fazlası!
Lakin...
Hukuksuzlukla mücadele ederken, hukuksuzca edemiyoruz yine de...
Terörle mücadele ederken, sizin fosseptik yöntemlerinizle mücadele edemiyoruz...
Çünkü biz, boynunda Putin tasması, kursağında İsrail lokması “beslemeler” değil, Allah korkusu olan kimseleriz.
Dua edin böyleyiz...
Yoksa Diyarbakır’daki o sabırlı çoğunluk bir karşınıza çıkarsa var ya!
Size dünyayı dar etmesini çooook iyi biliriz!
Hayatı size zindan ederiz!
HDP-PKK-FETÖ terör örgütlerini size mezar ederiz!
O zaman bizi durdurmaya kimsenin gücü yetmez. Putin’iniz de, Esed’iniz de, İsrail’iniz de, Almanya’nız da tüy kadar hafif gelir bize!
O yüzden...
Allah diyor sabrediyoruz ama...
Sabrımızı daha fazla kaşımayın yine de!
Ha şimdi de hele cici oğlan!
Özyönetimmiş...
Bırakın Allah aşkına...
Bunlar olsa olsa, özimha getirirler Kürt halkına...
Bunu boynunda Rus tasması, kursağında Alman lokması olan Proje Selahattin de adı gibi biliyor, sırtını oraya buraya yaslayan “yalama” Figen de, Gültan Kışanak da...
Yoksa bu şer şebekenin alayı bir araya gelse, bunlardan ne köy olur ne kasaba...
Allah aşkına gidin bakın...
Ekrem Dumanlı’nın “kuklası” Gültan Kışanak bir “çivi” çakmış mı Diyarbakır’a?
Bir viyadük yapılmış...
Onu da T.C. yapmış...
HDP-PKK’lı belediyeler, Güneydoğu’da camış gibi yemiş yatmış!
Ha FETÖ ile PKK birbirlerinin kuyruğuna basmış mı derseniz...
Basmamış...
FETÖ de, HDP-PKK’da bilakis birbirlerine “faaliyet alanı” açmış...
Yıllardır Diyarbakır’ın en tekinsiz sokaklarında fink atan Fetullahçı abla ve abilerin tırnağı taşa değmemiş...
Burnu kanamamış...
PKK-FETÖ Diyarbakır’da yılların ikilisi...
Birbirlerinin tavuğuna “kışt” dememiş!
Birbirlerini beslemiş...
Biri maklubesini bölüşmüş, diğeri rantını paylaşmış...
Biri Kandil’i beslemiş, diğeri SODES rantını peşkeş çekmiş...
Aynı “Uluslararası Projenin” farklı aparatları da olsalar, aralarından su sızmamış...
Biz bunların ciğerini biliriz, ciğerini...
Alayıyla ölümüne mücadele edeceğiz!
Onlarda dış istihbarat servislerinin, bizde iman kuvveti!
Bin ölürüz, bin diriliriz...
Lakin, ona buna yedirtmeyiz bu memleketi!
Mehtap Yılmaz.YeniAkit.26 Ocak 2016
Ver coşkuyu Proje Selahattin, ver coşkuyu
27 Ocak 2016 Çarşamba 01:04
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.