Türkiye'yi Rusya'ya şikayet eden Eren Erdem kimdir?

Erdem; 2013 Ekim'inde Şam yakınlarındaki Guta kasabasında yaşanan büyük katliamı anlattı Rus televizyonuna... Bin 800 kişinin hayatını kaybettiği katliamda kullanılan sarin gazını Suriye'ye Türkiye'nin verdiğini söyledi... Peki neden böyle söylüyor... İşte bunu anlamak için Eren Erdem'in geçmişine bakmak gerekiyor... EREN ERDEM'İ TANIYALIM! Eren Erdem eski bir gazeteci... Ama kendini İlahiyatçı olarak da tanımlıyor... "Kur'an odaklı İslam" ve "Hanif Müslümanlık" adlı kitapların yazarı... Gündeme ilk gelişi ise 2011 yılına rastlıyor... O dönem sosyal medyada yayınladığı bu mesaj bugün hala konuşuluyor... Eren Erdem 4 yıl önce kişisel hesabından "Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye'ye karşı İran safında olurum" yazmıştı... Sonra bir anda ünlü oldu... Aynı Eren Erdem ardından, Gezi Parkı'nda ortaya çıktı, darbe girişimi döneminde parkta namaz kılanların yanında görüldü... Devam eden süreçte patlak veren 17 Aralık darbe girişiminde de paralel örgütün desteğiyle yayın hayatına başlayan "Karşı" adlı gazetenin genel yayın yönetmeni oldu... Ama sadece 'Karşı'yı yönetmedi... Halk TV'de de programlar yaptı... Yani, bir yandan paralel örgüte yakın bir yandan da CHP'ye yaklaştı... Ve ödülünü aldı... Kılıçdaroğlu onu 7 Haziran ve 1 Kasım'da seçimlerinde aday gösterdi... Eren Erdem hali hazırda İstanbul milletvekili... Ancak Meclis çatısı altında bulunduğu halde Türkiye'ye iftira atmaktan geri durmuyor... Yani durum tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dile getirdiği "yerli ve milli" vekil tartışmasına uzanıyor... 4 YANDA İHANET! Aslında CHP'li Vekil Erdem'in iftiralarına şaşırmamak lazım... Çünkü Türkiye neredeyse her gün yeni ihanetlere ve hakaretlere sahne oluyor... Üstelik bunu tıpkı CHP'li vekil gibi milletin oyuyla iş başına gelenler yapıyor... Şimdi gelin yönümüzü çevirelim... Güneydoğu'ya gidelim... Ve bölgede son 10 gün içinde olanları hatırlayalım... Provokasyon 28 Kasım günü Diyarbakır'ın Sur ilçesinde patlak vermişti... Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'yi, o gün PKK'lı teröristler öldürdü... Olaylar büyüdü... Sur çok geçmeden savaş alanına döndü. Derken Cizre'de de bir başka provokasyon başladı... İlçe yakıldı, yıkıldı... Ve kanlı örgüt halkın canına tak etti... Çoluk-çocuk-yaşlı-genç, Cizre halkı teröristlerden kaçmak için kitleler halinde göç etti. Kendini Kürt siyasetinin temsilcisi olarak tanıtan, yıllarca vekillik yapmış Pervin Buldan bu duruma verdiği tepki ise utanç vericiydi. Buldan, PKK baskısı altındaki halkın Cizre'yi terk etmesine öyle öfkelenmiş olacak ki sosyal medyaya işte bu mesajı yazdı... "Bırakıp gitmeyeceksin. Terk etmeyeceksin. Bir gün geri dönmek istersen yüz bulamayabilirsin" dedi... Ama sonra dediğinden belli ki utandı... Mesajı sildi... Ama artık hiçbir şeyin gizli kalmıyor... Oy aldığı millete hakaret eden eski vekilin mesajı hala ortada duruyor... Yani bugün ne iftiralar gizli kalıyor... Ne iftirayı atanlar... Ne tehditler gizlenebiliyor, ne de tehdit edenler... Tam da birlik-beraberlik gereken bugün, birileri geçmişten kalan hırslarıyla milli egemenliğe karşı durmaya devam ediyor... Ama bir gerçek var ki... Türkiye artık onları hatırlıyor, unutmuyor...