Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgeye, küresel krizin şimdiki dinamiklerine ve kriz sonrası Türkiye’nin-beklenen- siyasi ekonomik konumuna baktığımızda şu anda başımıza gelenler beklenmeliydi.
Şu sıra Çin’de olan bitene bakalım... Çin’de olanlarla Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı alçakça saldırılar arasında ne bağlantı var demeyin...
Çin mali piyasaları şu sıra neden ısrarla baş aşağı gidiyor; en kestirme cevap Çin’ in sanayi üretiminde kârların hızla düşmekte olduğudur. Ama bu zaten beklenen bir gelişmeydi; çünkü Çin uzun zamandır içeride düşük ücrete dayalı ve yalnızca ihracat odaklı büyümeden vazgeçme hazırlıkları yapıyor. Tam aksine içeride ücretleri yukarıya çekiyor ve küresel alt yapı yatırımlarına hız veriyor.
Çin’in dış ticaret fazlası 2008 yılında 420 milyar dolara ulaşmışken bu rakam 2013 yılında 182 milyar dolara kadar gerilemiştir. Çin sadece Uzak Doğu'da değil dünyada küresel ticaretin en önemli aktörü olmuş durumdadır. Artan alt yapı yatırımlarında Uzak Doğuda kontrol Japonya’dan Çin’e geçmiştir. 1966 yılında kurulan Asya Kalkınma Bankası’nda (Asian Development Bank) ABD ve Japonya hakim oyuncu iken (Japonya 15.67%, ABD 15.56%, Çin 6.47%, Hindistan 6.36%, ve Avustralya 5.81%.) Çin bu durumdan rahatsız olmuş ve kendi bölgesinde alt yapı sorumluluğunu yeniden yapılandırmak amacıyla 2014 yılında Asya Yatırım ve Kalkınma Bankası AIID (Asian Infrastructure Investment Bank) adıyla yeni bir banka kuruluşu için bölgedeki 21 ülkeyi yanına alarak bir insiyatif başlatmıştır.
ABD bu insiyatife şiddetle karşı çıkmış, Japonya ve Kanada’nın bu oluşumda olmasını engellemiştir. Buna rağmen İngiltere adına Ekonomi ve Maliye Bakanı George Osborne, Mart 2015 te bu projeye destek vereceğini açıklamış, ardından ABD’nin tüm uyarılarına ve şiddetli muhalefetine rağmen Avustralya ve Güney Kore’de Mart sonunda kurucu üye olarak katılacaklarını ilan etmişlerdir. Ingiltere’nin hemen arkasından Almanya, Fransa ve İtalya da bankanın ortakları arasına katılmayı kabul etmişlerdir.
AIID ilk etapta 50 Milyar USD olan sermayesini yeni üyelerin katılımı üzerine 100 milyar USD olarak revize etmiş ve bankanın kuruluş süreci tamamlanmak üzeredir. Ingiltere’den sonra ve diğer Avrupa ülkeleri ile birlikte Türkiye de bölge dışı muhtemel kurucu üye (Prospective Founding Member) statüsü ile üyelik başvurusu yapmıştır. Son durumda bölgeden 37, bölge dışından 20 üyenin katılımı ile Dünya Bankası’na rakip olacak yeni bir Yatırım Bankası kurulma süreci bitmek üzeredir.
Yeni bankada (WIIB) Çin % 30.34 paya sahiptir. Hindistan % 8.52, Rusya % 6.66, Almanya % 4.57, Güney Kore % 3.81, Avusturalya % 3.76, Fransa % 3.44, Endonezya % 3.42, Brezilya % 3.24, İngiltere % 3.11 ve Türkiye % 2.66 ile büyük ortakları oluşturmaktadırlar.
İngiltere WIIB üyelik kararının hemen ardından yine Osborne’un ağzından Çin’in yeni nesil nükleer santralleri yatırımlarını destekleyeceklerini ve daha da önemlisi Londra da Asya dışındaki ilk YUAN Takas Merkezini (clearing house) kuracaklarını açıkladı.
15 Ocak 2015 tarihinde BRICS ülkeleri yine 100 milyar dolar sermayeli bir gelişme (Development) Bankası kuracaklarını ilan ettiler. Bu bankaya Çin 41 milyar dolar, Rusya, Hindistan ve Brezilya 18 er Milyar Dolar Güney Afrika’da 5 milyar dolar ile katılıyor.
Tüm bu gelişmeler giderek Dolar’ı tek küresel rezerv para olmaktan uzaklaştıran ve tek kutuplu dünyadan Çin’in de yeni egemen güç olacağı 2 kutuplu dünyaya geçileceğini gösteriyor. İngiltere ise dolar ve euroya dayanan para sistemini dengelemek adına Çin’in bu yükselişini el altından destekliyor.
Doların tahtına son veren bu gelişmelerin en önemli bacağı ise ulusal paralarla (National Currency) yapılan ikili ticaret anlaşmaları(Bilateral Trade). Burada da Çin başı çekiyor.
Ancak bu Çin büyümesinin Türkiye ile Ortadoğu ve Doğu Avrupa coğrafyasında buluşması İngiltere ve Almanya’nın çıkarlarına ters. Yuan’ın rezerv para olması “bazı” güçlerin destekleyeceği ama denetimsiz büyümesi ve Türkiye ile buluşması istenmeyen bir şey. İşte tam da bu nedenden dolayı, şu günlerde, Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması ve hem PKK hem de DEAŞ terörüyle tehdit edilmesi, ne yazık ki, gündeme geliyor. Evet, zorlu bir süreç ama Türkiye daha zor günleri gördü; buradan da çıkacaktır.
Cemil ertem/aksam
Türkiye, Çin ve terörün nedeni üzerine bir not
Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgeye, küresel krizin şimdiki dinamiklerine ve kriz sonrası Türkiye’nin-beklenen- siyasi ekonomik konumuna baktığımızda şu anda başımıza gelenler beklenmeliydi. Şu sıra Çin’de olan bitene bakalım... Çin’de olanlarla Türki
30 Temmuz 2015 Perşembe 16:13
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.