Öne Çıkanlar İnsanlar sayıldı Clinton Edward Erickson Şeref Kitabı Faysal Sarıyıldız

Tasma sahipleri Türkiye'yi o kadar iyi analiz etmiş ki

Tasma sahipleri Türkiye'yi o kadar iyi analiz etmiş ki

Karekök

Terör örgütleri "Arkamızda güçlü ülkeler var" diyerek gemiyi azıya alıyor. İstihbarat örgütlerinin elindeki tasmaya boyun geçirirken mutlu oluyorlar.
Sahipleri onları "Pitbull" gibi eğitiyor. İstanbul'a DAEŞ sürülüyor hemen ertesinde PKK Diyarbakır'da bombalı araçla bebekleri katlediyor. Eşzamanlı saldırılar her ikisinin de tasmayı aynı merkezden giydiğini gösteriyor.

Terörün tek amacı Devleti zayıf göstermek. Tasma sahipleri Türkiye'yi o kadar iyi analiz etmiş ki, teröristi saldırttığında bu ülkede "Katil Devlet" diye ortaya fırlayacak dünyadan bihaberlerin çok olduğunu biliyorlar. Charlie Hebdo saldırısında, memleketimde aydın-enteldantel takılan çok sayıda kişi ayağa kalkmıştı. "Hepimiz Charlie Hebdoyuz" diyerek. Paris'e saldırı olursa hepsi Fransız oluyordu GURURLA, ONURLA... Ama ülkesine saldırılsa aynı kafalar "Hepimiz Sultanahmetiz, ÇINARIZ" diyemeyecek kadar garabettiler. "Hepsi Charlie Hebdocu" yerliler, dergi boğularak ölen ve dünyada simge haline gelen Suriyeli mülteci çocuk Aylan'ı çizdiğine gık çıkaramıyordu.

O Charlie Hebdo "Aylan iyi ki boğularak öldü" dercesine karikatür çiziyor ve "Yaşasaydı ileride tacizci olacaktı" diye yazıyordu alçakça. Çünkü dünyada müthiş operasyonla İslamafobi oluşturmaya çalışan BATI vardı karşımızda. Batı tezgahı iç savaştan, ÖLÜMDEN kaçanların koştuğu Avrupa'ya mültecilerin sokulmaması için şimdi elbirliğiyle "Müslümanlar tacizci" yalanını pompalıyorlardı. Ölüm tarlalarını kuran da, "Ülkemize gelmeyin, kalın orada ölün" diyen de BATIYDI. Öyle alçaklardı ki, Avrupa'da bir ülkede "Müslüman mülteci gelirse parmağındaki nişan yüzüklerine kadar masraf olarak ne varsa alalım" diye yasa tasarısı hazırlanıyordu. Ülkeleri işgal ediyorlar, terör tohumlarını ekiyorlar, müslümanı müslamana kırdırıyorlardı. "Allahuekber" diyenlerin kafasını "Allahuekber" diyerek kesenler güruhu oluşturuyorlardı. Müslümanlar arasında mezhep savaşlarını körükleyerek İslam dünyasını birbirini sokuyorlardı.
Sadece İran GURURLA yaptığı açıklama ile "Beş ülkede tam 200 bin sivil silahlandırıp ordular kurduk, savaşa hazırız" diyordu. İran'ın 200 bin kişiye silah dağıtıp "Yaşadığınız yerde insanları öldürmeye hazır olun" dediği beş ülke de Müslüman'dı. Kamerun'da istihbarat örgütlerinin oyuncağı Boko Haram önceki gün camiyi "Allahuekber" diyerek tarıyor, 15 kişiyi namazda öldürüyor, duyan olmuyordu. İslam adına savaştığını öne süren İstihbarat servislerinin oyuncağı örgüt, son ON saldırısın TAMAMINI camilere yapıyordu. Sultanahmet'e DAEŞ adına saldıran canlı bomba önce Ankara'da bir camiyi havaya uçurmak için keşif yapıyor, son anda vazgeçiyordu. Önceki gün Müslüman ülke Endonezya'da DAEŞ, tövbe haşa Allah adına dört ayrı yerde bombalar patlatarak onlarca müslümanı öldürüyor, çıkarları için onları oraya sürenlerin medyası BATI'da tek satır gündeme gelmiyordu. PKK da neredeyse tamamına yakını muhafazakar olan Güneydoğu'da Müslüman çocukları kaçırıp silahlandırıyor, "Allah'ım bize şehitliği nasip et" diye dualar eden güvenlik güçlerimizi, halkı öldürmeye gönderiyordu. Yeryüzündeki terör örgütlerinin neredeyse tamamı aynı noktada birleşiyordu. Öldürülmesi gereken tek hedef "Müslüman"dı. Oyun büyük ve müthişti.

Alt alta konacak binlerce örneği ve OYUNU göremeyecek karanlıkta kalmış aydınlar ortaya çıkıyor, terör vurdukça "Katil Devlet" diyerek matematik kurallarını çiğniyordu.
Çünkü yüz yıldır sömürgeci-katil BATI hayranlığını fizik kanunları gibi işleyen sistem vardı bu ülkede. İngiliz gazeteci Edirne'ye geliyor, "Burada Suriyeli mültecileri ülkesine göndermek için Türkiye insanlık dışı muamele uyguluyor" diye haber yapıyordu. "Ulan senin ülken mi 2.5 milyon mülteci ile ekmeğini paylaşıyor alçak herif" diye imza kampanyası başlatacak akademisyen yoktu bu memlekette. Almanya önceki gün tam 10 bin mülteciyi kovuyor, o İngiliz gazetesinde tek satır haber çıkmıyordu. İngiliz elçi de merkez medyaya demeç veriyor "Teröre karşı Ankara'nın yanındayız" diyerek bizi öpüyormuş gibi yapıyordu. Satır aralarında ise gerçek yüzünü gösterip "Ama teröristlere karşı orantılı güç kullanmalı" diye çağrı yapıyordu. Terörist katillere orantılı güç mü olurdu? DAEŞ'e yüzlerce uçakla yüzbinlerce ton bomba yağdırırken tamam da iş PKK'ya gelince mi ORANTIYDI? Satır aralarını okuyamayanlar sinüs kosinüsü bilse de terör destekçisi KAREKÖK olmaya mahkumdur!

Bekir Hazar/Takvim.16 Ocak 2016

 

Anahtar Kelimeler:
DaeşPkkTerörSultanahmet
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.