Geçtiğimiz günlerde PKK’nın kullandığı silahların menşei konusunda bir yazı kaleme almıştım. Hatırlarsanız adres Rusya, ABD, Almanya, İngiltere, İtalya ve Çin başta olmak üzere Sırplar’a kadar uzanmıştı.
Bu hafta ise gündemime DAEŞ’i aldım ve araştırmaya başladım.
Hemen devam edelim.
DAEŞ terör örgütünün kullandığı silahların yüzde 80’i Rusya ve ABD’ye ait. Rusya’nın zamanında Suriye’ye sattığı silahlar ve ABD’nin aynı süreçte Irak’a teslim ettiği silahlar bugün DAEŞ’in en büyük gücü. Her iki ülke de terörle mücadele ettiğini söylüyor, işgallerini bu şekilde meşrulaştırıyor, propagandalarını DAEŞ üzerinden yürütüyor. DAEŞ’in elinde bulunduğu silahları Rusya’dan alan Esad, ABD’den alan ise Maliki.
Yani Esad ve Maliki, DAEŞ’in silah teminini organize eden iki isim. Ancak her nedense her defasında Türkiye’nin bölgeyi silahlandırdığını iddia edenler bu iki ismin terör örgütlerine silah teminine bir şekilde aracılık ettiğini dillendirmiyor.
ABD ve Rusya’yı; Çin, Almanya ve İran izliyor.
Çinliler’in tüfekleri, Almanlar’ın G36’ları DAEŞ’e yapılan son operasyonlarda ele geçirilen silahların başında yer alıyor.
İran’ın BMGK tarafından (sözde) konulan silah satış ambargosunu delerek bölgeyi silahlandırdığı, bugün DAEŞ envanterinde de İran askeri malzemelerinin bulunduğu biliniyor.
DAEŞ’in, Fransa gibi Batı ülkelerinde gerçekleştirdiği saldırılarda kullandığı silahlarda ise Sırbistan imzası bulunuyor. Avrupa sürekli güvenlik sorunundan söz ederken, teröristlere silah dağıtan Sırbistan’dan söz etmiyor. Terör örgütlerinin ucuz silah temin ettikleri ülkelerin başında Sırbistan gelmesine karşın bugüne kadar tek bir yaptırımla karşılaşmaması gözden kaçmıyor.
Bir diğer ayrıntı oldukça dikkat çekici:
Kaddafi’nin düşürülmesinden sonra Libya’da ele geçirilen silahların büyük bir bölümü DAEŞ’e transfer edilmiş.
Hatırlayalım!
Libya’ya müdahale Paris’te yapılan toplantıda karara bağlanmıştı. Toplantıya Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Birleşik Krallık Başbakanı David Cameron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel katılmıştı. Toplantı sürerken Fransız uçakları keşif uçuşları gerçekleştirmiş, zirveden 9 saat sonra Libya’ya hava bombardımanı başlamıştı. Muammer Kaddafi’nin memleketi Sirte’nin düşmesiyle Muammer Kaddafi öldürülmüştü.
Ya sonra?..
Müdahale sonrasında Libya’da iç savaş sürecinde ele geçirilen silahların büyük bir bölümü aynı Irak ve Suriye’de olduğu gibi DAEŞ’e aktarılmış. Fransız uçakları havalandığında ‘zafer’ çığlığı atanlar bugün bu gerçeği de perdelemekten geri durmuyor.
Peki o vakit soru şu:
“Malum medya ne zaman normalleşir?”
İşte bu gerçekleri perdelemekten vazgeçip, silah baronlarını deşifre edecek kadar yüreklendiğinde normalleşir. Batı savaş komitesi üyeleri kan üzerinden servetlerine servet katarken; Türkiye’yi suçlamaktan vazgeçip, ayrıntılarla kamuoyunu oyalayıp büyük resmi kaçırmaktan vazgeçtiklerinde adlarına gazeteci denir! Yeni Türkiye’yi hedef almaktan vazgeçip, küresel emperyalizmin kirli yüzünü deşifre ettiklerinde yaptıklarına habercilik denir.
Aslan Değirmenci.Bugün.20 Ocak 2016
Libya’da ele geçirilen silahlar kime transfer edildi?
21 Ocak 2016 Perşembe 03:11
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.