Kaybetmeye mahkumlar
Osmanlı'yı petrol adına paramparça ettiler. Abdülhamid Han, bir karışını satmadığı topraklarda araştırma yaptırdığında yeraltında muazzam bir servet yattığını gördü. "Eyvah" dedi. Çakalların saldıracağını gördü, petrol haritasındaki yerleri şahsi mülküne geçirdi. Çünkü, imparatorluk işgal edilse bile şahsi mülke kimse dokunamazdı.
Ama o dönemde de içeride hainler vardı. Onların adı İTTİHATÇI zihniyetti.
Çanakkale savaşında "Aah ah, ne güzel İngiliz medeniyeti kapımıza kadar geldi" diye yazacak kadar raydan çıkmışlar vardı içlerinde. Bir karış toprağı satmayan, vermeyen Abdülhamid Han'ı tahttan indiren ittihatçı zihniyet, petrol fışkıran toprakları da devletleştirdi. O toprakların içinde bugünkü Musul da vardı.
Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi tarihçilerden Profesör Ekrem Buğra Ekinci "Musul en son terkettiğimiz şehirdi" diyor.
İngilizler Musul'u ve bölgeyi işgal ettiğinde Türklerle Kürtlerin Birleşik Ordu kurduğunu, Süleymaniye ve Kerkük'ü aldığını yazıyor dün makalesinde. Tam Musul'a da girecekken Ankara Ordu'yu geri çekiyor ve yalnız kalan Kürtler ikiye bölünüyor. Bugün gelinen noktada değişen hiç bir şey yok. Türk askeri onlarca ülkenin asker gönderdiği Musul'da Kürt kardeşlerini eğitiyor. Birileri hem içeride hem dışarıda ortalığı ayağa kaldırıyor; "Türk askeri çekilsin" diye. İnönü "Barış için Musul'dan çekilip, tazminat alacağız, bu para bizim projeler için Musul'dan daha kıymetlidir" diyordu o tarihlerde.
Profesör Buğra Ekinci "Londra Musul'daki petrol gelirinden bize ebediyen %10 veya 25 sene müddetle %25 vermeye razıydı. Daha ağızlarını açmadan Türk tarafı 25 yıl için %10 teklifinde bulununca, İngiliz diplomatların hayret ve sevinçten dudaklarını ısırdıkları anlatılır" diye yazıyor. Bir süre para geliyor ve sonra o da kesiliyor. Şimdi o topraklarda Rusların, İran'ın, DAEŞ'in gözü var. İsrail'den İtalya ve Fransa'ya kadar herkes askeriyle orada. Ve "Bizim ne işimiz var orada" diyenler var bu ülkede. Kuzey Irak'taki Kürtler Türkiye ile bütünleşmek için can atıyor.
Türkiye'nin enerji bağımlılığını bitirecek petrol ve doğalgaz var orada. Tıpkı geçmişte olduğu gibi Türklerle K.Irak Kürtleri omuz omuza yol almak için ter döküyor. Buna en çok direnenlerden biri, bu uğurda PKK'yı kullanan TAHRAN oluyor. Birileri geçmişte olduğu gibi Kürtleri ikiye bölüyor! Bu ülkenin meclisinden "Yarın İran ile bir problemimiz olsa İran safında yer alırım" diyen CHP milletvekili çıkıyor. Ve o CHP'de Genel Başkan yardımcılığı yapmış Faruk Loğoğlu dün demeç veriyor, "Katar'da üs kuruyoruz. Ne işimiz var orada" diyor.
Teröristler Güneydoğu'da sokaklara hendekler kazıp Türk askerine ve polisine saldırıyor.
Bir CHP milletvekili çıkıp Türk askerinin TERÖRİSTLERE yaptığı operasyonları eleştiriyor. Rusya, PKK ve onun Suriye uzantısı YPG'ye silah yağdırıyor, hendekleri destekliyor, Diyarbakır'a ajanlarını gönderiyor ve yakalanıyor. Rusya ve İran tüm gücüyle Suriye'de sadece Türkmenler'e saldırıyor.
Yakında ateşkese gidilecek, bölgede yeni haritalar çizilecek. Birileri ANKARA'yı içeride tutmak için terör dahil her türlü argümanı kullanırken, içimizdeki ittihatçılar da onlara alet oluyor. Kandil şu an İran ve Rusya'nın maşası olmuş, Kürt gençlerini Sur'da, Cizre'de ölüme gönderiyor. Bir taraftan da Türkiye ile işbirliği yapan Barzani yönetimine ve bayrağına saldırıyor. Rahmetli Mahir Kaynak vefatından önce PKK için aynen şunları ifade ediyordu; "Kürt meselesi çıktığından beri şunu söylüyorum; Kürtler'in ayrı bir devlet kurduklarını farz edelim.
Bu devletin fert başına milli geliri 300 doları geçmez. Çünkü hiçbir ekonomik ve askeri gücü yok! Askeri güç sadece omuzdaki silahla olur mu? Öyle olsa biz ne diye top, tüfek, tank, uçak alıyoruz?" Şimdi olay daha da ileri gitti, yerli tank, helikopter, insansız hava araçları ve uçaklar yapıyoruz. Tüm bu gerçekler bilindiği halde omuzda silahla devlet kurulacağını zanneden gençler Rusya ve İran uğuruna boş bir hayalle ölüme yollanıyor. Kaçanları PKK Rusya ve İran aşkına infaz ediyor. Böyle bir ortamda da HDP eşbaşkanı soluğu Rusya'da alıyor. CHP de hiç anlayamadığı Ankara'ya sallıyor. İttihatçı ve işbirlikçi zihniyet her devirde vardı, şimdi de hortluyor. Ancak artık bu zihniyeti asla iktidara getirmeyecek bir MİLLET, bir UYANIŞ da var... Merak etmeyin, DİRİLİŞ başladı... Kazanan ANKARA olacak.
Bekir Hazar/Takvim.22 Aralık 2015
Kazanan ANKARA olacak
22 Aralık 2015 Salı 02:09
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
He he sen git bunları %50 ye yuttur