CHP VE HDP KİME HİZMET EDİYOR?
Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan, CHP ve HDP'nin kime hizmet ettiğine dair çarpıcı bir analiz kaleme aldı. İşte Tan'ın o analizi:
Türkiye’de bir iki seçim öncesine kadar irtica, laiklik, Kemalizm veya çağdaşlık üzerinden dolaylı olarak İslam’a ve Müslümanlara saldırılar olurdu. Bunu hem medya hem bazı askerler hem de bazı siyasi partiler yaparlardı. İslam’a ve Müslümanlara bu şekilde saldıranlar “Yüce dinimiz böyle değil, bunlar İslam’ı siyasallaştırıyorlar” türünden konuşarak da münafıkane bir tarzda gerçek niyetlerini gizleyebileceklerini zannediyorlardı.
Bu tarz söylemlerin artık işe yaramadığını, bu yöntemin, bu tavrın devlette de toplumda da karşılığının olmadığını, üstelik tiraj ve reyting de getirmediğini gördüler. Artık söylemlerini değiştiriyorlar.
Eskiden İslam’a ve Müslümanlara doğrudan değil de dolaylı olarak saldıranlar üstelik bu saldırıyı yaparken“Ben de Müslümanım” veya “Benim babam da hacı” “Anne annem de başörtülü” diyerek işi yumuşatmaya çalışanlar, şimdilerde daha açık oynamaya başladılar.
Peki bu zihniyeti tanıyor muyuz?
El cevap: Çok iyi tanıyoruz.
Bu zihniyet, Müslümanların siyasi ve kültürel birliğini temsil eden Hilafet makamını 1924’te kaldırarak yüzyıllardır Haçlı ordularının yapamadığını gerçekleştirenlerin zihniyetidir.
Bu zihniyet, Osmanlı Türkçesini unutturmak ve geçmişle olan bağları koparmak için Türk alfabesi diye Latin alfabesini dayatan, böylece nesillerin geçmişteki dini, tarihi ve kültürel eserleri okumasını engelleyenlerin zihniyetidir.
Bu zihniyet, İslam’ın evrensel çağrısı olan ezanı şeytani bir niyetle yeryüzünde ilk defa aslından koparıp“Türkçeleştirme” adı altında değiştiren zihniyettir.
Kur’an’ı yasaklayan, kızların inançlarına uygun şekilde başörtüsüyle okumalarını engelleyen, okullarda, resmi kurumlarda mescit açılmasını “dehşet verici vahim bir durum” gibi gösteren ve düşmanlık besleyen zihniyettir.
Bu zihniyetin güncel temsilcileri, şimdilerde maskelerini biraz daha çıkarmış, gizlendikleri kostümlerden soyunarak gerçek kimliklerini ortaya koymaya başlamış görünüyorlar.
HDP’nin başı Selahattin Demirtaş’ın Kabe’yi Taksim’e indirgeyen kıyaslaması, Kabe’ye göstermediği saygıyı Pagan bir zihniyetle Taksim’e gösteren konuşmaları, Kürtlüğün veya Türklüğün hangi değerleriyle bağdaşıyor?
Kürtleri yok sayan, Kürtçe'yi yasaklayan, Kürtleri bölücü ve terörist olarak gören asimilasyoncu Kemalist düzene son yıllarda hiçbir eleştiri getirmeyen HDP’nin, bu yasakçı ve vesayetçi düzeni değiştirmeye çalışan Yeni Devlet anlayışına savaş açmış olmasını nasıl izah edeceğiz?
Cumhuriyet döneminde Kürtlerden esirgenen hakları tanımak için mücadele eden devlete karşı, o yasakçı vesayet düzeninin kurucusu olan CHP ile HDP’nin gizli ittifak yürüttüğünü Kürtlerin bilmediği mi zannediliyor.
Diğer mütedeyyin kesimlerle birlikte Kürtleri de ezen rejimin mimarı CHP’ye, HDP’nin hiç eleştiri getirdiğine şahit olan var mı? Kürtleri yok sayan, dışlayan, asimile etmeye çalışan, evladın annesiyle Kürtçe konuşmasını “suç” sayan o Kemalist düzen değil miydi? O Kemalist düzeni CHP kurmadı mı? CHP’nin kendi tarihine dair bir pişmanlığı mı var ya da CHP geçmişte yaptıklarından dolayı özür mü diledi de HDP, CHP ile aynı çizgide siyaset yapıyor?
Ne oldu da Kürtleri temsil ettiğini iddia eden HDP, yasakçı CHP’nin mirasını devraldı? Ne oldu da HDP Kürt CHP’sine dönüştü?
Ne oldu da HDP, Kürtlerin beklentilerini bir tarafa bırakıp eşcinsellerin haklarını savunan bir partiye dönüştü? HDP çözüm sürecini tamamladı da sıra gayların, lezbiyenlerin, travestilerin haklarına mı geldi? Yoksa başka bir amaç mı var?
Kürtlerin meselelerini unutturan, Taksim’i putlaştıran HDP, Kudüs’ü Yahudilerin mekanı sayıp okullardaki“Din derslerini” zorunlu olmaktan çıkarmayı ve Diyanet’i de kapatmayı vadediyor.
Türkiye’deki Kürtlere bir anket yapalım. Bakalım Kaç Kürt, eşcinsel vatandaşların sıkıntılarını dile getirecek, kaç Kürt din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını talep edecek, kaç Kürt “Diyanet kapatılsın”diyecek, kaç Kürt 12 Eylül darbesinden sonra Alevi olmayan unsurların Alevilik adına uydurdukları Cemevlerinin “ibadethane” sayılmasını isteyecek!
Cemevleri “ibadethane” olacaksa.. Olsa olsa Kemalist sistemin “ibadethanesi” olabilir. Çünkü Alevilerin kadim tarihinde Cemevi yok. Kemalist düzen, tekkeleri, zaviyeleri, dergahları, ocakları kapatınca onyıllar sonra ortaya çıkmış bir durum Cemevi. Ama şimdilerde CHP ve HDP, bu Kemalist düzenin yasaklarının bir ürünü olan Cemevini kutsal mekan yapmak istiyorlar. Taksim ne kadar kutsal bir mekansa, Cemevi de o kadar kutsaldır.
Eğer CHP ve HDP Alevilerin haklarını gerçekten elde etmelerini arzu ediyorlarsa, adına “Devrim Kanunları”denilen ucubeyi kaldırsınlar. Tekke ve zaviyeleri yasaklayan kanun ilga edilsin. Böylece Aleviler kadim kültürlerinin kurumlarına, dergahlarına, ocaklarına kavuşsunlar. Ama bunu kimse ağzına almıyor.
Yakında, bu zihniyetin sahipleri, paralel imamın da fetvası ile Kabe’nin aslında kutsal olmadığını, “Allah her yerdedir, Müslüman nereye dönerse orası kıbledir” diyerek kıbleyi de değiştirmeyi teklif ederlerse şaşırmayız.
CHP’nin de HDP’nin de, ABD’deki Yahudi lobileriyle bağlantılı Amerikalı Benenson Strateji Grubu'nun tavsiyeleri ile hareket ettikleri belirtiliyor. Her iki parti de, geçmişte düşman gibi gördükleri Paralel Yapı Türkiye’ye ihanet edince bu yapı ile sıkı-fıkı sarmaş-dolaş samimi dost oldular.
Ama bu dostluğun neye yarayacağını 7 Haziran günü vatandaş belirleyecek.
Öne Çıkanlar
babacan•
Ekremimamoğlu•
edataşpınar•
acemoğlu•
Musulu kaç milletvekilinin oyuyla verdik•
Hilafet makamını 1924’te kaldırarak yüzyıllardır Haçlı ordularının yapamadığını gerçekleştirenlerin zihniyetidir.
CHP VE HDP KİME HİZMET EDİYOR? Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan, CHP ve HDP'nin kime hizmet ettiğine dair çarpıcı bir analiz kaleme aldı. İşte Tan'ın o analizi: Türkiye’de bir iki seçim öncesine kadar irtica, laiklik, Kemalizm veya çağdaşlık
17 Mayıs 2015 Pazar 04:07
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.