Biz sana “hayat hikâyeni” giriş, gelişme, sonuç klişesi ile bir kompozisyon olarak yaz diye “ev ödevi mi verdik” Bülent Arınç? Çin Astrolojisine göre kişiliğinin hangi ağaca denk düştüğünü mü merak ettik?
Nedir bu koskoca altı sayfa?
Herhalde tüm Türkiye, emekli bir siyasetçinin, dava arkadaşlarına “arıza” mahiyetindeki açıklamasına kulak kesilmiş sanmışsın ki, coştukça yazmış, yazdıkça coşmuş, altı sayfaya zor sığmışsın...
O biyonik ses tonunla kesintisiz dört saat konuşma performansınla parti teşkilatlarında dillere pelesenk olmuştun ya... Yazıda da pek aşağı kalmamışsın!
Bir o kadar yürek tüketmiş, bir o kadar bıktırmışsın!
Yahu bu kadarına gerek var mıydı ki beyefendi?
Belli ki işin, gücün yok... Anlatmışsın da anlatmışsın...
Keşke tuğla gibi sıkıcı paragraflarını, üzerine ölü toprağı serpilmiş Ediz Hun üslubuna katlanarak okuyanların ne çekeceğini düşünüp, öyle iç dökseydin de ömrümüzü tüketmeseydin diyeceğim ama olan olmuş, her neyse...
İtiraf edeyim mi?
Şu altı sayfalık “iç dökümünü” okurken, kendimi metruk bir ahşap kulübede, buruşuk dudaklarıyla sesi titreyerek, “senede bir gün” terennüm eden, Yeşilçam’dan çıkma bir ihtiyar gibi hissettim. Şu sizin camiadaki ağlak dizi var ya... Neydi ya?
“Beşinci Boyut” kafası yaptım yani...
İhtiyarladım, buruştum, kırıştım...
Birden bire, “Bir gamlı hazanda”, tepesinde “baykuşların” uğursuzca dolaştığı bir Papaz malikânesinin arka bahçesinde, buz gibi bir mezar taşının altında üşüyen, çürümeye yüz tutmuş bir ceset gibi... Derin bir hüzünle ve umutsuzca, savrulan güz yapraklarını seyrediyormuş gibi hissettim.
Bildiğin, “Beşinci Boyut” travması yaşadım yani...
Neredeyse, “bu mesut günümde bunu bana neden yaptın” diye ağlayacaktım:)
Ne vardı bu kadar kasmasaydın?
Sadece, birtakım sorular sormuş, samimi cevaplar beklemiştim oysa!
1-Neden borsada binlerce insanı dolandıran Kaynak Holding’in dolandıriçesi Melek İpek’in, vatana ihanet eden Kaynak Holding sermayesinin önünde eğildin?
2-Melek İpek’in kibirle uzattığı eli neden öptün? Sen nasıl bir Müslümansın?
3-Milletin kurban paralarıyla saltanat kuran Melek İpek’e, neye dayanarak “melek gibi bir kadın” dedin?
4-FETÖ’nün içindeki “ifrit” Fuat Avni casusuna, neden “evliya gibi adam” dedin?
Yoksa sen de Büyücü Belam gibi kendini Arş-ı Âlâ’da falan mı vehmettin?
Büyücü Gülen’in “Endülüjanslarını” duymuştuk...
Buna da Bülent Arınç’ın “Endülüjansları” mı diyelim yani?
Biz milletiz. Sen vekilimiz idin...
Yani elbette soracağız.
Zira bulunduğun yere, milletin oyları, mücadelesi sayesinde geldin.
Bülent Arınç, “neden şimdi?”
Bugün Sur’dan beş şehit haberi daha geldi.
Aslan gibi gençlerimiz, vatan uğruna göğsünü siper ederken, yetmişlik halinle ortalığı karıştırmanın sırası mıydı şimdi?
CNN ekranlarından, Aydın Doğan’a selam çakmanın sırası mıydı?
Eli kınalı damatlar şehit düşerken, mahalle dedikoduculuğu yapmanın sırası mıydı?
CNN’de “başörtülü hanım yazarları” realiti şov derekesinde çekiştirmenin sırası mıydı?
“Edep, saygı, sorumluluk” diyorsun ya... Bu bilinçte olduğun için mi dedikoduculuk yaptın?
Tekrar ediyorum, neden 17 Aralık’ta iktidara sahip çıkmadın?
Neden dava arkadaşların Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun yanında olmadın?
Neden Dolmabahçe krizinde, dipten dipten birilerine yeşil yaktın?
FETÖ’nün içindeki “ifrit” Fuat Avni’yi, hangi sorumluluk duygusuyla “evliya gibi adam” yaptın?
Bedduacı Belam’ın “Terracotta askerleri” gibi tek tiplileştirdiği homojenize “küfürbazların” sokak jargonuyla, “başörtülü yazarları” “troliçe” ilan etmeni “edep, saygı, sorumluluk” gibi erdemlerin hangisiyle açıklayacaksın?
Mehtap Yılmaz/Yeni Akit.2 Şubat 2016
Bu da Bülent Arınç Endülüjansları mı?
02 Şubat 2016 Salı 11:12
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Oldum olası bu adami sevmedim inanın bana benim arkadaş çevremde akp li olanlar var yıllardır bu adamı sevemedik bir türlü adamın hertarafı ayrı oynuyor yani götü ayrı başı ayrı oynuyor bu aralar da bunu bir kaşıntı tuttu sormayın yavsak akp olmasa sen sokakta sıradan biri olarak kalırdın hep kendini bok sanma bak Abdüllatif Şener de senin gibi yaptı sonu ne oldu unutma Bülent Arınç davaya inanan kişiler dava arkadaşını satarsa yarın da devleti milleti satar