Bir kulis haberi ile başlayalım..
AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın’ın 4 aylık milletvekilliği..
1 Kasım için tekrar aday gösterilmemesi..
Amiral gemisi konumundaki Hürriyetçileri pek bir rahatlatmış.
Açık açık teşekkür eden mi dersiniz..
“İşte bu” diye ayağa kalkıp, alkışlayanlar mı dersiniz..
Sevinen sevinene..
Bundan sonrasında..
7 Haziran öncesinde nasıl ki “Oylarımız HDP’ye” diye yazı üzerine yazı döşeniyorlardı..
Sedat Ergin’in terleyip, alelacele canlı yayına çıkmasına sebeb olan..
Hergele’yi titretip, CNN ekranlarında kendini kaybedecek şekilde bağırıp çağırmasına sebeb olan Boynukalın’ın aday gösterilmemesi üzerine..
Doğan grubundaki kalemşörler şimdi de, “Oylarımız AK Parti’ye” diye döktürürlerse, hiç şaşmayın..
Ama ben onlara kötü haberi vereyim..
Abdurrahim Boynukalın’ın aday gösterilmemesi..
Kendisinin parti yönetimine rest çekmesi sonrasında yaşanmış.
Şöyle demiş Boynukalın: “Bu ne ya... Bir Bağcılar’da Hürriyet’i protesto ediyoruz, bir Ankara’da TBMM’de olmamız isteniyor. İkisini birden nasıl yapacağız? Ya Bağcılar, ya Ankara.. İkisinden birisini seçin ve bana söyleyin.. Biz de ona göre, hangi görev veriliyorsa, ona yoğunlaşalım..”
Ve bu rest sonrasında, parti yönetimi, Hürriyet’i protestoda başarılı bulduğu Abdurrahim Boynukalın’ı, Ankara’da değil, Bağcılar’da görevlendirmeyi uygun bulmuş.
Bundan sonra..
Hürriyetçiler ne zaman yalan yazarsa..
Boynukalın arkadaşlarını toplayıp, Hürriyet’in tepesine binecekmiş.
Ne zaman Doğan grubunda iftira niteliğinde bir haber yayınlanırsa...
Gece-gündüz demeden, hemen protesto eylemi örgütlenecekmiş.
Eeee.
Siz istediniz bunu..
“Milletvekili olmasın” dediniz.
Hatta aday gösterilmemesine sevindiniz..
Şimdi sonucuna katlanacaksınız..
Öyle meydanı boş bulup.
Bol keseden iftira atmak yok..
“400 milletvekili verilseydi, şehid cenazeleri gelmezdi” şeklinde, akla ziyan çarpıtma haberleri yayınlamak yok..
“Şehid babasına hakaret etti” palavraları yok..
“% 52 ile seçilen cumhurbaşkanına idam” başlığı ile, inceden inceye imalı haberler hiç yok..
Söylenilen küfürleri gizleyip, “Bir genç, ‘Cumhurbaşkanım ne oluyor’dediği için tutuklandı” türünden suçların üstünü örten operasyonel haberler yapmayacaksınız..
Adam olacaksınız..
Dürüst olacaksınız..
Yalan yazmayacak, iftira atmayacaksınız..
•
Tabii bundan sonra..
Hükümet kurup, hükümet yıkma amacıyla, manşetler atmayacaksınız..
Darbecilerle kol kola giremeyeceksiniz..
Yok öyle, “411 el kaosa kalktı” falan..
Yok öyle, eski genel yayın yönetmenlerinize hakaretleri ettirip, ardından,“1 ay tatile göndererek” durumu kurtarmak..
Teröristleri şirin gösteren yayınları yapıp..
Ardından da “Biz ne yaptık ki. Bizim habercilikten başka bir kastımız yok ki” mavalları ile, okuyucuyu aldatmak yok artık..
Nasıl ki, Gezi isyanındaki yıkıp döken gösterileri, “demokratik hak arayışı”olarak takdim ettiniz.
Kendinize yakın savcılardan, hakimlerden, bu yönde kararlar aldınız..
Şimdi sizin aleyhinize de..
Benzer gösteriler yapıldığında..
Velev ki, araya karışan birkaç kişi cam çerçeve indirmiş olsun..
Gezi olaylarındaki kararlar örnek gösterilip..
Takipsizlik kararları rahatlıkla alınacak..
Beraat kararları ardı ardına verilecek..
Onun için, hiç sevinmeyin, Boynukalın’ın milletvekili adayı gösterilmemesine..
Bundan sonra..
Düne göre..
İşiniz çok daha zor..
Ya gerçekten gazetecilik yapacaksınız..
Ya da, gün aşırı ziyaretçileriniz olacak..
Terleyeceksiniz..
Stüdyodaki ışıklardan değil..
Kapınızdaki protestocuların seslerinden..
Titreyeceksiniz..
Havanın soğukluğundan değil..
Yaptığınız “yalan haberin hesabının sorulacağı”nın verdiği korkudan..
Gözleriniz boş boş bakacak..
Patronunuzun, “Ne güzel çaktın yaa.. Afferin sana” övgüsüne layık olmanın şaşkınlığından değil..
Attığınız iftiraları, belgeleri ile önünüze koyan savcıların, ihlal ettiğiniz ceza maddelerini teker teker saymasından..
Evet..
Sevinmeyin Hürriyetçiler..
Sevinmeyin CNN’ciler..
Artık hiçbir şey, eskisi gibi olmayacak..
(Not.. Kulis dediğime bakmayın.. Hürriyetçiler de hemen telefona sarılıp, konuyu Ankara’dan araştırmaya kalkışmasın.. Yazdıklarım sadece bir tahminden ibarettir.) Ali Karahasanoğlu/Yeni akit